Yan Flüt Kursu

Yan Flüt Kursumuz size ve öğretmenimize uygun gün ve saatte haftada bir gün bir ders saati özel ders şeklinde yapılmaktadır. Ayrıca öğrencilerimiz haftada bir gün bir ders saati grup dersi şeklinde solfej derslerinden de ücretsiz olarak yararlanabilmektedir.

Flüt derslerinde başlangıç olarak doğru nefes almayı öğrenmek başlıca amaçlarımızdandır. Derslerde nefes egzersizleri, tutuş ve üfleme çalışmalarıyla birlikte öğretmenlerimiz tarafından titizlikle hazırlanmış  eğitim programlarımız uygulanmaktadır.

Hayatınıza renk getirmeyi amaçladığımız flüt derslerimiz hakkında detaylı bilgi almak için bize ulaşınız.

Flüt derslerimiz size ve öğretmenimize uygun gün ve saatte haftada bir gün bir ders saati özel ders şeklinde yapılmaktadır. Ayrıca öğrencilerimiz haftada bir gün bir ders saati grup dersi şeklinde solfej derslerinden de ücretsiz olarak yararlanabilmektedir.

Hayatınıza renk getirmeyi amaçladığımız flüt derslerimiz hakkında detaylı bilgi almak için bize ulaşınız.

Ön Kayıt

Ön kayıt olduğunuzda eğitim danışmanlarımız en kısa sürede sizinle iletişime geçecektir.


    Yan Flüt Tarihi

    Yan flüt, yanlamasına çalınan, metalden ya da tahtadan yapılabilen bir üflemeli çalgıdır. Flütün en yaygın türüdür, orkestralarda ve bandolarda sıkça kullanılır. Pikolo flüt, alto flüt, bas flüt gibi enstrümanlar da yan flüt ailesindendir; pikolo flüt normal yan flütün yarısı boyundadır, alto flüt ise normal yan flütlerden biraz daha büyüktür.

    Çalgının baş bölümünde bir üfleme deliği vardır. Bu nedenle bu bölüme “ağızlık” da denir. Üfleme deliği çalıcının alt dudağına dayalıdır. Sağ omuz yönünde, yere koşut olarak tutulur. Sol el ağızlık tarafında, sağ el ise kuyruk tarafında tutulur. İki elin baş parmağı alttan flütü destekler. Flütün borusu silindir şeklindedir. Çapı 1,9 cm’dir. Flüt ağızlıktan başlayarak kapalı uca dek 67,2 cm’dir.

    Günümüzde nikel, gümüş, altın gibi madenlerden yapılmaktadır. Fakat XX. yy.’lın başlarına kadar abanoz, nar gibi sert ağaçlardan yapılırdı. Metal olduğu halde tahta nefesli çalgılar grubu üyesidir. Bunun nedeni ses renginin tahta tınısı vermesi ve diğer tahta nefesliler ile iyi kaynaşması ve ses elde ediliş yönteminin tahta enstrümanlar gibi olmasındandır. Tahta flütün en önemli özelliği tatlı, yuvarlak ve olgun olmasıydı. Metal alaşımlardan yapılmaya başlamasıyla bu özelliklerini büyük ölçüde yitiren flüt daha çevik, ses niteliği yönünden ise parlaklık kazanmıştır. Özellikle ince sesler metalden yapılan flütlerde daha kolay ve güvenlidir.

    Boehm Sistemi

    XIX. yy. ortalarına dek, flütte bu günkü perde sistemi yoktu. Çalgının gövdesindeki delikler parmak uçları ile kapatılarak sesler elde ediliyordu. Fakat daha iyi seslerin elde edilebilmesi ve tam bir entonasyon için bu deliklerin arasındaki uzaklığın daha geniş olması gerekiyordu. Theobald Boehm adlı alman flütçü bu gün ufak geliştirimler dışında halen kullanılmakta olan sistemi buldu. Kendi adıyla “Boehm Sistemi” olarak adlandırılan bu sistem, güzel ses niteliği ve tam bir entonasyon için, deliklerin sesbilim “Akustik” yönünden doğru yerlere ve istenilen genişlikte açılmasını sağlamıştır. Delikler üzerine, doğal olarak açık duran kapaklar yerleştirilmiştir. Çalıcı, tüm delikleri kapaklar, miller, yaylar ve perdeler sayesinde kontrol etme olanağı bulmaktadır.

    Ses genişliği

    Notalar flüt için sol anahtarı ile yazılır. Üç oktavlık bir genişliği vardır ve bu sınırlar içinde her türlü kromatik ve diyatonik sesler elde edilir. En incedeki birkaç ses çok sert ve kulakları rahatsız edici olduğundan pek kullanılmaz ya da orkestranın hep birlikte çaldığı kısımlarda kullanılır…

    Tınlama bölgeleri

    Tüm çalgıların ve özellikle de tahta nefesli çalgıların ses genişliği içinde kendine özgü bir ses rengi olmakla birlikte kalın, orta ve ince sesleri arasında tını ayrılıkları görülür. Bu tını ayrılıkları ancak dinleme yoluyla en iyi biçimde anlaşılabilir ve birbirinden ayırt edilebilir. Bununla birlikte, değişik tınlayan ses bölgeleri için, aşağıdan yukarıya bir izlenim edinilmesini sağlayıcı birkaç söz söylenebilir.

    Kalın ses bölgesi

    En kalın sesler ılık, pürüzlü, kadifemsi ve havalı biçimde tınlayabilir. Tek olarak duyulduğunda çok etkili ve dokunaklıdır. Yalnız, bu sesler başka çalgılar tarafından kolayca örtülebileceğinden, orkestralamanın buna göre olması gerekir.

    Orta ses bölgesi

    Birinci ve ikinci oktav içerisindeki la sesleri arasında kalan oktavdır. Bu sesler oldukça yumuşak ve tatlı duyulur. En güzel ezgiler, doğayı ya da kırları yansıtan flüt soloları bu ses genişliği içerisinde yazılabilir.

    İnce ses bölgesi

    İkinci oktav içerisindeki la notasından sonraki ince seslerdir. Sesler yukarı doğru çıktıkça sesler parlaklaşır. Bu ses bölgesinde çalınan ezgiler, huzurlu ve sakin bir hava yaratır. En ince sesler ise çok gür ve parlaktır. KıÜÜığı kısımlarda bu sesler kullanılır.. Besteciler bu sesleri kullanmak istediklerinde çoğunlukla pikolo flüt kullanmışlardır.

    Orkestradaki Görevleri

    Flüte orkestrada solo olarak, geniş, cantabile (şarkı söylenir gibi çalınan) melodilerden en hızlı pasajlara dek her türlü görev verilebilir. Tatlı, duygusal, pastoral (doğayı yansıtan) ezgiler daha çok orta ses bölgesinde verilir, kuş cıvıltıları, neşeli melodiler ve çocuksu pasajlar daha çok ince oktavlarına yazılır. Diğer tahta nefesli çalgılar ile çok uyumludur, iyi kaynaşır. Arka planda gerek armoniyi uzun seslerle ve çeşitli eşlik figürleri biçiminde sağlamakta çok kullanışlıdır. Tutti çalınan kısımlarda ana melodinin kemanlarda olduğu durumlarda ya kemanlarla birlikte ya da bir oktav tizlerde aynı melodiyi çalarak zenginlik sağlar.

    Flütün Teknik Özellikleri

    Flüt tüm üflemeli çalgılar içinde en çevik ve en hünerli çalgıdır, çalamayacağı çok az şey vardır. Kromatik ve diatonik ezgiler, arpejler, uçarı ve gösterişli pasajlar, bağlı ve dilli olarak çok hızlı tempolarda çalınabilir. Ayrıca, yakın ve uzak atlamalı aralıkların tekrar tekrar gelişleri, stakato (staccato İt.), tril, tremolo, grupetto ve benzeri teknikler flütte çok kolay çalınabilir. Tek dil, çift dil, üç dil ve kurbağa dili tekniği rahatlıkla yapılır.

    Flütün crescendo (kreşendo okunur) ve decrescendo (dekreşendo okunur) olanakları, diğer çalgılara göre büyük ölçüde kısıtlıdır. Bazı tril ve tremololar ise olanaksızdır. Özellikle ince seslerdeki gür pasajların çalımında çok nefes harcanması gerektiği için cümle yapısı, flütçüye arada bir nefes alma ihtiyacını giderecek nitelikte boşluklar içermelidir.